27 Haziran - 15 Temmuz Güncesi

Merhaba ...
Uzun bir ayrılıktan sonra bilgisayarımın başına geçtim :) Hemen aktarayım size bu arada neler yaptığımı .
Ama üzülerek söylüyorum ki gezimin en önemli kısmı olan İzmir ayağında telefonsuz kaldım ve hiç resim çekemedim. Çünkü 27 Haziran sabahı yola çıkarken telefonumu düşürdüm ve dokunmatik ekranı kırıldı. Resimleri telefonla çekerim diyip yanıma fotoğraf makinemi almadığım için de bin pişman oldum tabi. 

27 Haziran sabahı annem, babam, görümcem Işıl ve ben İstanbul'dan İzmir'e doğru yola çıktık. Köprü korktuğumuz gibi değildi , Eskihisar'da bir yarım saat feribot sırası bekledik. Feribot, yol gayet iyiydi. Canımızın istediği yerde mola vererek Yalova-Balıkesir-Akhisar-Manisa güzergahından akşam üstüne doğru İzmir'e vardık. 

Doğru kuzenimin Bayraklı'daki apartının yolunu tuttuk. Dayımlar da Kütahya'dan yola çıkmıştı, neredeyse aynı anda eve vardık. 1+1 evi düğün evine çevirdik, hasret giderdik. 11 kişi aparta sığamayacağımız için elbette Zeynep planını yapmıştı ve 1 taşla 2 kuş vurdu ;)  

Annem ,babam ve ben Işıl'ı arkadaşlarının yanına bıraktıktan sonra Güzelbahçe'de oturan çocukluk arkadaşım SENEM'in evine doğru yola koyulduk. İstanbul'da iken müsaitse gece onda kalmak istediğimi, böylece onu ve bitanecik kızı Hayal'i daha uzun süre görüp hasret giderme şansımız olacağını konuşmuştuk. 

Elbette SENEM ve çok sevdiğim eşi İLHAN bizi her zamanki konuk severlikleri ile karşılayıp çok güzel ağırladılar. HAYAL ise son gördüğümden beri çok büyümüştü. Sevgili Panda Mahmut'un annesi ve kardeşi ile birlikte SENEMCİĞİM'in diğer kediciklerini ve köpeklerini de bol bol sevdim. Yukarıda anlattığım telefon olayı yüzündem ben resim çekemesem de SEDOŞ'umun blogundan aldığım fotoğrafları koyuyorum ki bu müthiş aile herkese örnek olsun.

Senem - Sedoş'umun İkiz Kızlarından Evrim - Hayal

İlhan - Hayal
Panda Mahmut'un Annesi Gelin
Panda Mahmut'un Kardeşi Şarlo

Sabah güzel bir kahvaltının ardından SENEM bizi Urla'ya götürdü. Küçük bir Urla turu ve denize karşı içilen birer bira eski İzmir günlerime götürdü beni. Canım arkadaşım herşey için tekrar teşekkür ederim.

28 Haziran öğle saatlerinde SENEM'le vedalaşıp Göztepe'ye doğru yola çıktık. Çünkü ben 3 yıl İzmir Türk Koleji'nde birlikte çalıştığım 2 can arkadaşımla görüşecektim. Annemleri Üçkuyular İskelesi'nde bırakıp EZELCİĞİM'in evinde BUKETCİĞİM, BORA (Ezel'in oğlu) ve EGE (Buket'in oğlu) görüşmek üzere yola çıktım. Korkunç ve hiç değişmeyen Mithatpaşa trafiğinde 3 tur attıktan sonra park yeri bulmayı başararak arkadaşlarıma kavuştum. 

Dostluk nedir biliyor musunuz? Aradan yıllar geçmesine rağmen kaldığınız yerden sohbete devam edip, acıyı tatlıyla aynı diyaloğa harmanlayıp ağız tadıyla ve özlemle bir araya gelebilmektir. EZEL ve BUKET'le tam da böyle geçen bir 3 saatin ardından onlarla da vedalaştım mecburen. Dostluğunuz için teşekkürler kızlar. (Fotoğrafları facebooktan aldım ;)

Ezel - Bora
Buket - Ege

Annem ve babamı Alsancak'tan alıp - gezentiler nerelere de gitmişler - kuzenin evine geçtik. Mezuniyet töreninin vakti gelene kadar yemek yiyip ailecek sohbet ettik.

Ve... beklenen zaman geldiğinde arabalarımıza doluşup hep beraber EGE ÜNİVERSİTESİ'nin yolunu tuttuk. Biz tören alanına gittiğimizde Bilgisayar Mühendisleri kep atıyordu. Ardından Tekstil Mühendisleri ve bizimkiler MAKİNE MÜHENDİSLERİ. Yolunuz açık olsun dedik en içten dileklerimizle , hepsine iyi birer iş ve yaşam diledik canı gönülden. 

Tabi ki sağdaki yakışıklı BUĞRAHAN canım kuzenim, kardeşim
Babam, Annem, Şehnaz Ablam, Buğrahan, Teyzem, 
önünde Anneannem, Ecrin Mustafa ve Ben ; Fotoğrafı çeken Dayım

Mezuniyet gece yarısında bitti. Tüm aile ile ve Afrika'ya dönecek teyzemle uzun uzun vedalaştıktan sonra, gece kalacağımız can arkadaşım AYSUNCUĞUM'a doğru yola çıktık. Ben İstanbul'dan Aysun ile de görüşmüştüm. Hafta içi İzmir'de olacağımdan ve o çalıştığından onu görmem için en uygunu onda kalmaktı, öyle de yaptık :) Böylece ben İstanbul'a yerleştikten sonra doğan oğluşu YILDIRIM'ı da görmüş oldum. 

Gecenin bir vakti AYSUNCUĞUM'u da uykusuz bırakarak evine vardık. Her zamanki güler yüzü, hoş sohbetiyle hem gece hem de sabah bizi ağırladı canım dostum sağolsun. Aysuncuğum tekrar teşekkür ederim.

Aysun - Yıldırım - Hakan

29  Haziran sabahı erkenden yolcu yolunda gerek diyerek İzmir'den Kütahya'ya doğru yola çıktık. Aslında hafta sonu da İzmir'de kalacaktık ama SEDOŞ'um ve ikizler 30 Haziran'da Aydın'a gidecekleri için ve ben kuzucukları henüz görmediğim için hemen yola koyulduk. Sadece Afyon - Özdilek'te kısa bir mola veridkten sonra 16:00 sularında SEDOŞ'umun evindeydim. EVRİM ve DOĞA ile ilk buluşma ...

Evrim - Doğa
Doğa 

Allah'ım bu kuzucukları SEDOŞ'uma ve tatlı babişkoları MURATCIĞIM'a bağışlasın. 

Ramazan Bayramı'ndan bu yana Kütahya'ya gelmemiştim. Neredeyse 1 sene. Ama itiraf ediyorum ki hiç özlememişim :) İzmir'e yerleştiğim günden beri 1 gün bile özlemedim ve aramadım Kütahya'yı ; aynı durum İstanbul'a yerleşmemin ardından da devam etti.

Ve... aynı akşam MELEK'le tanıştım en sonunda. 

Annem - Melek
 Melek
 Melek
 Sara
 Sara
Babam - Annem - Melek

Melek annemin alt komşusu. Birleşmiş Milletler - UNICEF Somali'den Avrupa ve Amerika'ya gitmek isteyen göçmenlere bekleme noktası olarak Türkiye'yi seçmiş, Dış İşleri Bakanlığı ise Kütahya ve birkaç ili bekleme ili olarak belirlemiş. Türkiye'deki masraflarını UNICEF karşılıyor. Şansları yaver giderse birkaç yıl içinde istedikleri ülkeye gidiyorlarmış. 

O kadar iyi bir aile ki annemin komşuları. Erkekleri yok başlarında Türkiye kocaları kabul etmiyormuş maalesef. Türkiye'den önce Suriye'ye gelmişler ancak iç karışıklıklar çıkınca ordan da kaçmışlar. Çoluk çocuk büyük zorluklar yaşamışlar. 

Yol bilmedikleri, dil bilmedikleri bir memlekette yaşamaya çalışıyorlar. Çocuklar Halk Eğitim Merkezi'nde Türkçe öğreniyorlar. Biz de Londra'dan gelen misafirleri Fahriya sayesinde İngilizce ile anlaştık. Annem ise aylardır Türkçe ve beden dili ile anlaşıyor Somalili komşularımızla.

İlk tanıştığımız günden ben Kütahya'dan dönene kadar bana da anneme davrandıkları gibi kardeşçe - Faiza'nın dediği gibi We're sister :) -  davrandıkları için minnettarım. Ayrıca zencefilli sütlü Somali çayını ve şekerli Somali ayranını çok sevdim. Teşekkürler Faiza, Bussat, Mübarek, Muna, Firdevs, Sara, Melek, Keltum, İstail, İbrahim ve Fahriya . Sizi tanıdığıma çok memnun oldum.


5 Temmuz günü Kütahya'dan canım sıkıldı ve annemle kaynım Can'ı alıp ÇAVDARHİSAR'a götürdüm. AIZANOI antik kentinin harabelerine . Dünya'nın ilk borsasının Kütahya'da 3000 yıl önce kurulduğunu biliyor muydunuz?

Resimleri özellikle elemedim. Zeus Tapınağı, Medusa Başı, Hamam ,Gymnasium ve Tiyatro, Sütunlu Yol ve Borsa Yapısı. Buram buram tarih kokan, içinden tertemiz bir çay akan küçücük Çavdarhisar ilçesinden dönüşte PORSUK'ta et-mangal + bira keyfi ile günümüzü noktaladık.






























































 Porsuk
 Porsuk
Porsuk



7 Temmuz cumartesi günü Bursa'ya doğru yola çıktım. İlk kez şehirler arası yolda tek başıma araba kullandım, çok keyifliydi. İnegöl - Özdilek'te mola verip İskender yedim, Mahir gelene kadar terminalin yanındaki alışveriş merkezi Anatolium'da gezdim. 

15.30 gibi Mahir'le yemek yiyip , arkadaşı Kıvanç ile Aylin'in nişanlarının yapılacağı ve gece de kalacağımız yerin ayarlandığı Çekirge'ye geçtik.

TAKAV 'ın (Tapu Kadastro Vakfı) misafirhanesinde kaldık ve Çırağan isimli çok nezih bir bahçede nişan gerçekleşti. 

Aylin - Kıvanç
Eşim ve Ben

Çok güzel bir nişanın ardından ertesi sabah Kapalı Çarşı ve Ulu Cami'nin bulunduğu kompleksteki Pirinç Han'da nargile ve limonata keyfi yaptık. Ardından ben Mahir'i İstanbul'a dönmek üzere terminale bırakıp Kütahya'ya doğru yola çıktım. Elbette yolda durup müthiş Bursa şeftalilerinden aldım.  İnegöl Orhan Köfte'de mola verip anneannemin siparişi olan köftleri ve annemin çok sevdiği kestane şekerini de aldım. Tek başına yolculuk yapmak çok keyifliydi.

Diğer hafta olaysız geçti :) Sadece Can'ın alçısı çıktığı için onu Yoncalı'da özel hamama götürdüm ki eli biran evvel açılsın. Zaten Kütahya'ya gidipte kaplıcaya girmeyeni döverler ;)

Bir de can dostum SELCANCIĞIM bizi geleneksel mantı yemeğe davet etti. Tatlı Çelebi teyzem, Güzel ablalarım Sevcan ve Nurcan ile canım dostum SELCAN annemle beni çok güzel ağırlayıp tıka basa doyurdular. Teşekkür ederim canım arkadaşım, ellerine sağlık.

14 Temmuz'da öğle sularında annem, anneannem ve ben Eskişehir'e gitmek üzere yola çıktık. Çünkü sevgili okul arkadaşım, Okul Öncesi Öğretmeni AYDACIĞIM ile Sazlıbosnamızın Aile Hekimi ABDULLAH doktorumuzun düğünleri vardı. Son yıllarda katıldığım en güzel düğündü. AYDACIĞIM kuğu gibiydi, ABDULLLAH doktorum her zamanki gibi nazik ve güleçti. Allah mutluluklarını daim etsin. 

Ayda - Ben

Düğünden çıkıp dönerken önce çiğ börek yesek mi derken vazgeçip Kütahya'ya doğru yollandık. Güralların Saklı Dünya isimli restoranında akşam yemeği yiyelim dedik ama yoldaki çalışma nedeniyle girişini keşfedemeyince yeni Kütahya Otogarı'nın karşısında yeni açılan Mülayimoğulları Bahçe'yi keşfedelim dedik ve tereyağlı, soslu, yoğurtlu köfte ile günü tamamladık. 

15 Temmuz sabahı da arabayı hınca hınç yükleyip İstanbul'a doğru yola çıktık. İlhan Tan Tesislerindeki bol meyve alışverişli molamız ve Pamukova'dan aldığımız kavun ve karpuzla arabadaki son boşlukları da doldurarak , yine köprüde herhangi bir trafiğe takılmadan evceğizimize vardık. Annem, babam, Can ve ben Panda Mahmut ile Mahmure Hanım'a ve Mahir ile Işıl'a kavuştuk. 

Dün arabayı 30.000 bakımına götürdüm, yaklaşık 4.000 km yol yapmışım :) Yarın ise yine İzmir yolundayız karıkoca. Mahir'in amcasının oğlu evleniyor. 25 Ağustos ve 8 Eylül içinse uçak bileti aldık. 25 Ağustos'ta Bursa'da nişanlanan Kıvanç ile Aylin, 8 Eylül'de ise İlker ile Duygu'nun İzmir'de düğünleri var. Yaklaşık 1,5 ay önce gidiş dönüş uçak bileti almamıza rağmen 800tl'yi aştı biletler. Yaz fiyatlarının kurbanı olduk sanırım. Ama insanın sevdiklerinin mutlu gününde yanında olması en önemli olaylardan biri. 

Aman yarabbim. Bu yazıyı kimse okumayacak . Çok uzun oldu :))))

Sevgiler...














Yorumlar

  1. yazını baştan sona tüm dikkatimle okudum ama inan aklımda birtek izmir, bursa, kütahya, eskişehir ve düğünler kaldı :) ben okurken yoruldum sen gezerken kimbilir nasıl oldun :) ama sonuçta hareketli, verimli, eski dostları görerek geçmiş bir tatil olduğuna karar verdim.daha da gidilecek çok yolun varmış, hadi hayırlısı :) ama bir daha bu kadar ara verme :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Yarın yeni yazımı yazacağım ;) Sevgiler...

      Sil
  2. Ben hepsini okudum:) Çok yer gezmiş çok kişi görmüşsün, yorgunluk tavan yapmıştır artık, iyi dinlenmeler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi dinlenmeler dileği çok yerinde :)) Çok teşekkür ederim. Sevgiler...

      Sil
  3. Bloğunuz ve yazılarınız çok hoş. Okurken sıkılmadım. Yalnız çok fazla fotoğraf paylaşmışsınız. benim gibi sona gelen az olur. Benimde yıllardır bloğum var. bunlara özen gösteriyorum. Bloğunuzu takibe aldım. Selamlar... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fotoğraflar hakkındaki eleştiriyi dikkate alacağım :) Çok teşekkür ederim. Sevgiler...

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sonbahar ve Yeni Okul Yılına Hazırlık

Bir Anne Adayı Olarak Öğrendim ki - 1 : PERSENTİL

SON YAPRAK (The Last Leaf)